‘Şer’den çıkan hayır
Yeni haftada takımın başında sahaya çıkartacak prolisanslı hoca arayan Fenerbahçe yönetimi için lige verilen bu ara 'Şer'den çıkan hayır gibi' oldu. 7 haftadır takıma gelen 'Kazanamama virüsü' kalan maçlardaki baskıyı ve tedirginliği artırabilirdi. Şimdi bir aylık düşünme, görüşme, tartma ve karar verme süreleri var.
Elbette oyuncular da taraftarlar da konsantrasyonlarını kaybedecekler. Ersun Yanal'ın fizik gücüyle oynatmaya çalıştığı bu takım 'Evde geçen' sürede iyiye gitmez. Yönetim krizini aşmak için bu karar alındı ama ligler başladığında kadro bundan iyi etkilenmeyecektir.
***
En önemsiz şeylerin en önemlisi futboldur!
Başta Muslera olmak üzerine birçok lig oyuncusu maçların ertelenmesi konusunda tweetler attılar. Endişeler taşıyorlardı veya kendilerini güvende hissetmek istediler. Bu gündemi konuşurken, "O kadar para alıyorlar, bir de oynamamaktan bahsediyorlar" diyenlere "nefretle" baktım. Hepimizin ortak duygularını yaşayanların sadece para miktarı ile "insan olup-olmadığına" karar verebilecek kadar kesin ve öfkeli insanlar var. Sosyal medyada bu tipler için, "Kendilerinin mutsuzluğunu, başkalarına da yaşatmak isteyen troller" deniyor. Tek dilleri öfke, küçümseme veya hakaret.
Aynı zamanda karantinayı protesto edip, görevli polis memurunun yüzüne, "O zaman sen de hasta ol" diyerek tüküren de başka bir kulvarda ama yine bu "kötü" insanların arasındaki yerini alıyorlar. Yok birbirlerinden farkları. Çünkü kendilerinden başka bir şeyi önemsemiyorlar, saygı duymuyorlar veya umursamıyorlar.
Covid-19 bugüne kadar rastlanmayan bir hızla yayıldığı için tüm ülkelerin endişesi. Normal kriterlerde sporu yapanı da, izleyenin büyük bölümünü de öldürecek güçte değil. Yaşlılarımız, kronik hastalığa sahip olanlar ise büyük tehdit altındalar.
"Onlar maça gelmesin" diye tedbir alsanız da, o tribünlere gelip, sahaya çıkıp virüse sahip olanlar, akşamında büyüklerinin elini öperken bulaştıracak bunu. En sağlıklı sporcu da olsanız, en azından başkaları için endişe etmeliydi, profesyonel oyuncular da bunu hissedip belirttiler.
JURGEN KLOPP FELSEFESİ
İngiltere'de önlemler gündeme geldiğinde Liverpool teknik direktörü Jurgen Klopp, "Dünya'daki en önemsiz şeylerin, en önemlisi futboldur" diyerek bizleri sevindiren veya kahreden oyunun yaşamdaki "esas" yerini işaretledi. Koronavirüs salgınını konuşmadığımız bir an bile yaşamadığımız bir dönemde, doktorların hayatımızdaki en büyük yeri kapladığı günlerde, futbol sadece bir detay olmalıydı. Yine de kendi küçük dünyamızda penaltıydı, değildi, "kırmızımsıydı" falan diye konuşabiliyoruz.
***
Endüstriyel futbolun sonu
Tüm federasyonlar ile birlikte UEFA da organizasyonları ertelerken, ikilemleri yaşayanlardan. Avrupa Şampiyonası olmayınca 2 milyar Euro'luk yayın ve sponsor geliri de olmuyor. Ya da Almanlar'ın bakışında, "Gişe gelirleri kulüpler için önemli değil. Maç olmazsa, yayın ve sponsor parası da yok. Ödemeler nasıl yapılacak?" sorusu çıkıyor ortaya. Bizdeki durum da farklı değil. Ama ortada bir virüs var ve ayırt etmiyor. İşte bu noktada endüstriyel futbol da bitti. Senede 65 maç oynatılan futbolcular için "o kadar para alıyorlar" diye konuşanlar, koşu mesafeleri ile halledilemeyecek bir problem karşısında "error" verdiler.
Bizim de zaten "keçiboynuzu" tadındaki ligimizi, seyircisiz oynandığındaki masumiyetini gördükten sonra, o sahaya çıkmanın anlamsızlığını görmemiz gerekiyordu. Artık tribünden sahaya inerek, hep birlikte yeni ve galip gelmemiz gereken bir maça çıkacağız. Bu virüsü ya yeneceğiz, ya yeneceğiz. Santrforlarımız da, defansımız da beyaz önlükleriyle canlarını ortaya koyan sağlık çalışanlarımız, doktorlarımız, hemşirelerimiz. Hadi; vurduğunuz gol, kurtardığınız hayatlar çok olsun.