Daha doğru daha akıllı
Hafta içi maçın "falına" bakarken, Fenerbahçe için Trabzonspor maçının tekrarını yaşayacağını söyledim. Korakor geçen ilk yarının ardından 60'dan sonra yeni bir maçın başlayacağını düşünüyordum.Beşiktaş'ın sahayı yüzde 100 ile parselleyen dirençli oyununa karşılık veremedi Fenerbahçe. Top kayıpları, bire birlerdeki başarısızlık ve son karar yanlışlarına, Fenerbahçe defansının "seyirciliği" eklendi. Tribünlerdeki eksikliği de böyle kapadılar.
Larin'in kırmızıyı görmesi ile Fenerbahçe için yeni bir şans doğdu ama... Duran topta yediler üçüncü golü. Enerjisini bitiren rakiplerine, yeniden "hayat suyu" ikram ettiler. Mert Hakan ve Kemal Ademi hamlesi ile aslında "Saldırıyoruz" sinyalini vermişlerdi.
Sonrasındaki hamleler de geriden gelmeye "itiraz" şeklinde geçti.
Sosa'nın çıkmasıyla 4-1-4-1 oldu sistem.
Perotti'nin olmadığı takımda Novak da anlamsızdı. Erol Bulut sürekli "düzeltmeler" yaparak daha etkili-tehlikeli takımı yapılandırdı.
Kapanan rakibe karşı oyun sahasını büyütmek, pası ayağa oynamak, maça aynı zamanda akıl koymak. Ama Beşiktaş'ın eksik kalmasına rağmen alanı çok doğru kullanmasını ve baskıyla sürekli top kazanmasını izlemeye başladık. Sahada doğrular Beşiktaş'ın hanesindeydi.
Fazla oyuncu ile oynayan da onlar gibiydi.
Hücum yönü Ferdi- Gökhan ikilisine rağmen Caner'in kanadına dönünce pas aksiyonlarının yerini uzun toplar almaya başladı.
Fenerbahçe adına maçın aklı-fikri kalmadı.
Kenardan gelenlerin katkısı olmadı. Maçı kazanacak hissi veren Ozan dışında oyuncu da yoktu. Beşiktaş karşılaşmayı hem "derbi ruhunu" taşıyarak hem de bir saniye bile "vazgeçmeyerek" kazandı.
Tugay Kaan Numanoğlu tansiyonu yüksek maçı minimum hata ile yönetti.
Beşiktaş'ın ikinci golünden önce net bir "tehlikeli hareket" vardı. Devreye VAR hakemi Abdulkadir Bitigen'in girmesi gerekiyordu. Fenerbahçe için sezonun dördüncü VAR operasyonuydu.