Yarım saat yetti
09 Mart 2021, Salı

GÜRCAN BİLGİÇ

Yarım saat yetti

32. dakikada skoru 2-0'a getirdiğinde, geçen süre içinde bunun iki katı da kaçan fırsatı istatistiklerin arasına bırakmıştı Fenerbahçe. Önde yaptıkları baskıdan öylesine katkı aldılar ki, Konyaspor neredeyse orta sahayı geçemedi.
24 kez rakip ceza alanında topla buluşmuşlardı. Thiam'ın buradaki rakamı üç… Nedeni basit aslında; Erol Bulut aslında 'hiç' forvet ile oynuyor ama pozisyonlar 'üç' santrfora (Pelkas- Valencia-Thiam) dönüştürüyordu ön tarafı. Merkez ataklara yoğunlaşıp, topu yere indirip, defans kalabalığının arasından kaleyi görmeye çalıştılar. Samuel'in kanadını kullandılar atak kurgularında. Mert Hakan'ın enerjisi, Sosa'nın yönetimiyle kusursuz fırtınayı yarattılar.
Üç dakikada gelen iki golle topu rakibe bırakma sırası geldi. Sekizinci gündeki üçüncü maçın yıpranma payını da hesap ediyorlardı belki. Ön tarafın baskıdan vazgeçmesiyle birlikte Konya topu ayaklarda dolaştırmaya, Fenerbahçe'yi koşturmaya başladı. Önde top tutamadılar, bire birlerde de kaptırmaya başladılar. Gece-gündüz gibi farklılaştı oyun.
Önce Gustavo-İrfan Can hamlesi geldi, orta saha nefeslendi. Sonra sıra Ozan ile Ferdi'deydi. Ama takımın psikolojisinde, "kontrol bizde olsun" fikri oluşmadı. Sezona "kazanan düzen" olarak damga vuran, kendi sahanda, en az risk ile 'alan kapat' modeli dakikaları yemeye başladı.
Fırat Aydınus'un başını belaya sokmamak adına gözünün önündekilere düdük çalmaması üstündeki baskı kırılmasıydı. Yazık… Üç gün önce Mesut, dün de Pelkas sakatlanıp çıktılar. İki pozisyonda da rakip oyuncular kart görmeden devam ettiler. Fenerbahçe'nin rakibi eksik kalırsa, maç alamamaktan korkan bir grup oldu hakemler.
Erol Bulut, bir daha rakibe topu bu kadar teslim etmemek için gerekeni yapmalı. Kazanmak önemli ama F.Bahçe'nin ruhunda 'itiraz' olmalı.
BİZE ULAŞIN