Lider benim
Futbolda bazen oynadığınız oyun skoru değiştirir, bazen de skor oyununuzu değiştirir. Tıpkı dün Beşiktaş'a olduğu gibi. İlk 17-18 dakikalık bölümü deplasmanda olmasına rağmen Fenerbahçe olgun oyunu, topa sahip oluşu ile istediği gibi oynadı. Ama tam her şey iyi gidiyor derken Fenerbahçe için bir duran top, bir savunma hatası ve gelen golle oyunun farklı bir boyuta geçişi. Golden sonra Beşiktaş çok mu iyi oynadı?Hayır. Ama bir gol daha bularak skoru 2-0'a getirdi. Baktığımız zaman 2-1 biten ilk yarıda kendi kalelerine atılan goller ile enteresan pozisyonlar izledik. Kjaer'in iki, Tosic'in bir hatası skoru belirledi.
2. yarı ise ben F.Bahçe'nin sonuca direnç göstereceğini ve topa daha çok sahip olacağını düşünürken oyun önce ortada oynandı sonra Beşiktaş'ın lehine döndü.
'Öne çıkan oyuncu var mıydı?' diye bakarsak Beşiktaş'ta Mario Gomez golcü kimliği, Gökhan Töre de son iki haftadır yükselen formu ile dikkat çekti. Ama genelde bireysel performanslar aşağıda kalırken, tempo ve mücadele maçın seyir zevkini büyüten unsurdu. Ben açıkçası 90 dakikayı çok keyif alarak izledim.
Fenerbahçe'deki Van Persie olayına bakarsak; Pereira'nın bir kez daha 'sensiz oynayacağım' demesi bana göre onlara pahalıya mal oldu. Artık Pereira ne yaparsa yapsın, ne derse desin o forma Van Persie'nin.
Oyun içi değişikliklere gelince; Rıdvan hocanın 'Yavru Rıdvan' diye tanımladığı Markovic sakatlığı ile de ona benzedi. Maçın çok erken dakikalarında sakatlandı yoksa 1-2 pozisyon vardı ki çabukluğu ile fark yaratacağının sinyallerini veriyordu . Yerine giren Volkan Şen ise 2-2'lik pozisyonun hazırlayıcısı oldu.
Hakeme gelince... Tabii ki itirazlar, tartışmalar derbinin ruhunda vardır bizde ama bana göre Özkahya'nın çok büyük bir hatası olduğunu söyleyemem. Ben tek eleştirimi Ersan'a ve Şener'e gösteremediği ikinci kartlara yapabilirim. Ve günün sonunda Beşiktaş, Fenerbahçe'yi yakalayıp, iki yılın sonunda nihayet kazandığı bir derbi ile averajla da olsa 'Lig lideri benim' dedi.