Tuhaf bir maç
İddia ediyorum, ilk 10 dakikayı izleyen herkes 'Maç 4'e, 5'e gidiyor' demiştir. Hele hele sarı-lacivertliler müthiş başlayıp korkunç bir tempo ile oynadığı dakikalarda gol de gelince, "Fenerbahçe eski kimliğine kavuştu. Toparlandı, Gaziantepspor'u darmadağın edecek" yorumları yapılmıştır. Gerçekten de ilk yarı Fenerbahçe müthiş oynadı. Buna belli oranda Gaziantepspor da çanak tuttu. Zaten Fenerbahçe'nin forvetleri çok sprinter oyuncular. Emenike olsun, Lens olsun, Volkan Şen olsun geniş alan bulduklarında korkunç birer silah halindeler. Gaziantepspor defansını bu yarıda sürekli ileriye çıkartmaya çıkardı. Manasız bir taktik, adeta bir intihar taktiği.Böyle olunca da Fenerbahçe ilk yarıda şov yaptı. Sadece defansın arkasına atılan toplar değil, özellikle Lens ve Volkan topla 30'ar 40'ar metre yol kat ettiler. Pozisyonlar art arda geldi. Ama bir türlü ikinci gol gelmedi.
İkinci yarı Gaziantepspor'un çözülmesini bekliyorduk. Tam tersi oldu. Dakikalar ilerledikçe Gaziantep oyunu kontrol etti. Davy Claude Angan diye bir oyuncu var. Bir maestro gibi Gaziantep'i yönetti. Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki görüntüsünden eser yoktu. Sıkıntılı anlar yaşadılar ve adeta her şey tersine dönüyordu.
Sözüm ona ligin en iyi stoperlerinden biri olan Simon Kjaer hem rakibi hem topu kaçırdı ve bitime 10 dakika kala Ghilas iyi vurup beraberliği yakaladı. Eğer dün geceki maçı Fenerbahçe kazanamasaydı başlığımız 'kamera şakası' olurdu ama ligin en kötü takımlarından biri olan Gaziantepspor'da futbolcular son 10 dakika skora kendileri bile inanamadılar. Dan-dun oynamaya başladılar, panik yaptılar ve son dakikalar adeta Gaziantep ceza alanında oynandı. Ve pek tabii ki böylesine güneşe kar dayanmaz misali Lens'in kullandığı kornerde Fenerbahçe'nin Brezilyalı oyuncusu Josef de Souza topu ağlarla buluşturarak Fenerbahçe'yi ipten aldı.
Sonuçta ilk yarıda Fenerbahçe evet ama ikinci yarıdaki Fenerbahçe'yi anlayabilmek mümkün değil.
Hakem Fırat Aydınus dün gece sahanın en başarılı ismiydi. Neredeyse her kararı doğru her kartı yerindeydi.