Anahtarı keşfettiler
Önceliği her zamanki gibi yapılmak istenenlere verelim. Advocaat, geçen hafta "artık benim takımım" demişti, Gaziantep karşısında da on birini bozmadı. Ve Fenerbahçe genetiğini yeniden keşfederek, ceza alanına mümkün olduğunca çok oyuncu ile girmek için görevlendirmesini yaptı. Ozan da kaçırdı, Topal da, Souza da ve hatta Lens de... Artık hücum formülü olarak kanatları kullanıyor Fenerbahçe ve top kullanırken sürekli olarak taç çizgisi tercih ediliyor. Ortalar da bol geldi bu yüzden, pozisyonlar da bu karambollerden çıktı.İsmail Kartal, takımını kaleye yakınlaştırmak yerine sürekli, rakip kaleye doğru koşmayı hedefledi. Oyunu güzelleştiren iki teknik adamın da kafasında gol olmasıydı. Kartal, beraberlik için en az bir gol atması gerektiğini biliyordu. Fenerbahçe'nin alacağı riske, aynı kararla karşılık verdi. Peki; bunlara rağmen Fenerbahçe golleri iki duran topla buldu. Neden pozisyon girişimlerinde sonuç alınmadı. Farklı bakış açısı burada ortaya çıkıyor. Volkan Şen'i ayakta alkışlayarak kulübeye yolcu eden tribünler, bu oyuncunun en az üç pozisyonda pas vermek yerine, şut aradığını gördüler elbet. Eğer tabeladaki denge bozulmasa, bütün eforuna rağmen bir numaralı sorumlu olacaktı Volkan Şen. Aslında; hala öyle...
Fenerbahçe adına güzel olan, takım olarak önde baskıyı başarmaları ve ciddi şekilde fizik gücünde olan yükselme. Topu "kendilerinin" sanan iki oyuncu, Van Persie ve Salih Uçan'ın grubun içinde olmadığını konuşmuyoruz bile. Çünkü sahadaki oyuncu grubu iyi niyetle ve cesur oynuyor. Atamıyorlar, hata yapıyorlar, topu eziyorlar ama yapmak istiyorlar.
Doğru yolun anahtarı, oyuncu grubunun bu mantaliteyi kazanması ve birbirine saygı duymasıdır. Fenerbahçe artık önündeki kilitli kapıları da, önünü de açtı.