Derbiyi kazanırsa şampiyon olur...
Kim ne derse desin, kötü goller de yeseler zaman zaman tempoyu düşürseler de Beşiktaş her yönüyle bu lig için çok farklı ve önde takım. Son 10 dakika dışında Akhisar Belediyespor ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynadılar. Maç boyu yüzlerce pas yaptılar. Zaman zaman bir serideki pas sayısı 20'leri buldu. Aslında çok fazla pozisyon üretmediler ama Beşiktaş, neredeyse her bulduğunu gol yaptı. İlk devrede atılan 2 gol, bu yılın en güzel gollerinin arasına çok rahat girer. İlk golde Türkiye'nin en iyi orta atan adamı Ricardo Quaresma ortaladı ve Cenk Tosun iki stoper arasından kafayı vurabildi. Kolay gibi görünen, aslında çok zor bir gol.
İkinci gol ise tam bir Anderson Talisca klasiği.. 25-30 metreden tenis topuna vurur gibi vurdu, köşeye gitti... Beşiktaş, ikinci yarıda oyunu iyice rölantiye aldı. Bazı oyuncularını değiştirdi ve haklı olarak tempoyu oldukça düşürdü. Sonuç olarak hafta içi İsrail takımı Hapoel Beer-Sheva, gelecek pazartesi de belki Galatasaray ile ligin son maçını oynayacaklar. Sakın "Ligin niye son maçı? Bu da nereden çıktı?" demeyin...
Bu Beşiktaş, haftaya Galatasaray'ı Seyrantepe'de yenerse şampiyon olur.
EKSİK BİR BÖLGESİ YOK
İkinci yarı maç tam rölantide giderken ceza alanı içindeki arka arkaya şutlarda top yükseldi ve genç Atınç Nukan da golü yaptı. Beşiktaş'ta şut çeken oyuncu var; örneğin Talisca... Adam geçen, harika ortalar yapan var; örneğin Quaresma... Çok iyi kafa vuran oyuncusu var; örneğin Cenk... Orta sahanın her iki yönünde mükemmele yakın oynayan oyuncusu var; örneğin Atiba... Beşiktaş'ta eksik fonksiyonda bulunan hiçbir bölge yok. Belki tek eksik diyebileceğimiz, defansın arkasına atılan toplardaki zafiyet.
Sonuç olarak Beşiktaş şampiyonluğa adım adım yürüyor. Hem de tempoyu kendisi ayarlıyor ve hiç zorlanmıyor. Hakem için çok kolay bir maçtı. Barış Şimşek, belki de Süper Lig'deki en rahat ve en başarılı maçlarından birini yönetti. Oyuncular da kendisini hiç zorlamadı.
ADVOCAAT RESMEN İNTİKAM ALIYOR!
Fenerbahçe'de zaten Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli olmuştu. Artık sadece puan kayıpları değil, özgüven ve umutlar da tükeniyor.
Fenerbahçe "Şampiyonluk yarışında kalayım" diyor ama sağ ve sol bekine bakıyoruz, aylardır oynamayanlar. Van der Wiel, magazin haberleriyle gündeme gelirken, birden kırılma maçında sağ bekte. Tıpkı Perşembe gecesi Rusya'da Emenike'nin kurtarıcı olması gibi. Sanki Advocaat yönetimden intikam alıyor. "Siz bana istediğim oyuncuları almazsanız ben de önce kovduğum sonra da affetmek zorunda kaldığım oyuncularla maçlara başlarım" diyor. Dün bakıyoruz Fenerbahçe futbol adına hiçbir şey yapmadı. Manasız top kayıpları, sağdan soldan isabetsiz ortalar ve 25 milyonluk camiada "Yönetim istifa" sesleri.
Fenerbahçe, Kasımpaşa'ya dua etsin… Hücuma çıkışlarda başarısız oldular. Son pasları iyi kullanamadılar. Eğer bunu başarabilselerdi, belki de Fenerbahçe kaybetmiş olurdu. Fenerbahçe'nin tek şansı var o da Krasnodar'ı elemek. İhtimal yüksek ama oradan da darbe alırlarsa Fenerbahçe'de hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Aferin Fırat! Kilo vermişsin, atletik testi başarmışsın. Dün de çok ama çok başarılı bir maç yönettin. Hep böyle devam et.