Bundan sonrası ancak mucize!
Maçın başlangıcı, oyunun efendisini de belli etti. Fenerbahçe, ligin en çetin tribünlerine karşı "Maçı kazanacağız" diyerek başladı adeta. Üst üste pozisyonları bulması bir kenara, Galatasaray takımının da cesaretini kıracak bir agresiflik ile gidiyordu topun üstüne. Bunun nimetlerini de yediler. 2-3 golle kapamaları gereken bir ilk 45'i tamamladılar. Bu şartlarda yapılabileceklerin en iyisini sergiliyorlardı. Muslera'ya da takıldılar, Volkan Şen ve Van Persie'nin kalecisiz kalelere isabet ettiremediği fırsatlar da yakaladılar.Ezeli rekabetin kendine has konsantrasyonu, iki takımı da daha fazlasını yapan haline getirdi. Bunun da altını çizelim. Pereira'nın Van Persie ve Nani'yi iki forvet olarak tercih etmesi de bir diziliş ilkiydi. Nani daha serbest ve orta sahaya yakın kaldı ama Fenerbahçe her atakta Volkan Şen'in de desteği ile rakip ceza alanına en az iki oyuncu ile girdi.
Galatasaray'ı sadece bir şutta bırakıp, sekiz kez çerçeveye yaklaştılar. Belki de en efektif deplasman oyunu vardı sahada Fenerbahçe adına. Bu performans, tribünlerde "sezonun hediyesini" bekleyen 38 bin seyirciyi de uzun süre sessizliğe mahkum etti. İlk yarının hevesi ve temposu, ikinci yarıda iki takımın da nefesini kesti. Bu kez öne koşu yapan oyuncu sayısında azalmalar başladı. Oyun alanı birden bire büyüdü. Top kayıpları arttı. Yine de Fenerbahçe, orta sahayı çabuk geçtiği anlarda, pozisyonu getirecek son kararda hep yanlış yaptı. Golü atacak oyuncu öncesinde, hep Galatasaray defans müdahalenin içindeydi.
Caner olayı ise ayrı bir konu. Inter'in 4 yıllık sözleşme teklif ettiği oyuncuyu, Pereria'nın tercih etmemesi bir kenara; hocanın kararına saygı duymasa bile, kabul etmek zorundayken, işi protestoya durumuna getiren Caner öbür tarafa... İkisinin de tutulacak bir tarafları yok. Gökhan-Alper ikilisinin perişan ettiği G.Saray sol kanadına, Caner-Volkan ikilisi, sağ kanatla eklenseydi neler olurdu? Bu soruyu sorup da, Hasan Ali ile oynuyorsa bir teknik adam, kıvamı da bellidir zaten. Caner bu kararın hesabını sormayı, eleştirenlere veya futbolu anlayanlara bırakmalıydı.
Kalan 6 haftayı 5 puanlık avantajla Beşiktaş'a bıraktı F.Bahçe. Üst üste 3 maçta 7 puan kaybettikten sonra, hep kazanıp rakibinin tabelasına bakacak. Olmazı; 'olur'dan bir mucize varsa, Fenerbahçe de şampiyon olur.