Koruyamadık...
1- Milli Takım 2 maçta adeta iflas etti. Tepkiler büyük. Bunu neden yaşadık?En baştan beri söylediğimiz bir şey var; düzen ve sistem seçemedik. Gruptan zorla çıkmamıza sebep olan da buydu zaten. Fatih hoca belli bir oyun şablonu yerine defansta mücadeleyi, ofansta da kişisel performansları tercih etti. Yani; top rakibe geçtiğinde hemen araya girip, bir an önce kapmaya çalışacağız. Sonra da Arda veya Selçuk'a iletip neler yapacağına bakacağız. Sadece içgüdülerle, maçın hikayesine bağlı olarak anlık fırsatlarla oynadık. Bu da bizi 'rahat önlem alınan takım' haline getirdi. Maçın emanet edildiği oyuncular 'bloke' olunca bir anda 'etkisiz takım' rolüne soyunduk.
2- Fatih Terim 'Gereğini yapacağım' diyerek sanki veda eder gibi konuştu. Bu bir veda mesajı mı yoksa Milli Takım'da büyük bir operasyona mı imza atacak?
Bunun sinyallerini Şansal Büyüka, İspanya maçındaki yorumunda verdi ve "Takımda hocaya karşı olanlar var" dedi. Genelde oynamayan oyuncu bu rolün sahibidir. Şansal Büyüka bunu söylüyorsa kesinlikle bu tespiti güvenilir bir kaynaktan teyit etmiştir. Böyle durumlarda iki seçenek var; ya Abdullah Avcı'nın yaşadıkları gibi hocayı değiştireceksin ya da hocayı tutup takımı. Fatih hocanın sözleri sanki görevde kalacakmış gibi. Ancak ikinci etaba geçmeden doğru değerlendirmeleri yapmak gerekir. Fatih Terim'in yardımcısı yok. Abdullah Ercan bir anda buharlaştı.
Yardımcı hoca köprüdür. Oyuncunun ağlayacağı omuzdur. Teknik adamla takım arasında iletişimi kurup dengeleri sağlayacak kişidir. Eğer böyle bir pozisyon yoksa veya bunu üstlenenler doğru kişiler değilse sorunlar takım değiştirmekle bitmez. Sadece ertelenir. Fatih hoca öncelikle ekibi konusunda gereğini yapmalı. 'Haklısın' deyip ağzına bakanları değil. Gerektiğinde onunla tartışacakları seçmeli.
3- Arda Turan protesto edilerek büyük bir şok yaşadı. Türk taraftarlardan gelen bu tepki için ne diyeceksiniz? Arda bunu hak etti mi?
Ne yazık ki lider oyuncuların kaderi bu. Takımlarımızda da işler kötü gitti mi, beklentinin en yüksek olduğu oyuncular hedef tahtasına otururlar. Beşiktaş'ta Tolga, Fenerbahçe'de Van Persie, Galatasaray'da Selçuk İnan bu sezonun kurbanlarıydı. Milli Takım'da Emre Belözoğlu ve Volkan Demirel de geçmişte aynı duruma düştüler. Burada problem Arda'yı koruyamamak. İlk maçtan sonra Fatih hoca faturayı Arda ve Hakan'a kestiyse, taraftar da bu adresin peşinden gidecek, öfkesini yönlendirecek bir hedef arayacaktır. Arda olmasa, Fatih hoca, o da olmasa Yıldırım Demirören... Son basın toplantısında Milli Takım kurmayları medyayı hedef seçmişti. Yani herkesin bir Marko Paşası var.