Son sözün sahibi!
Son haftalar oyunu da unutturdu sahadakilere, sezon ezberlerini de... Başakşehir'in kendi oyununu kaybetmesi ve iki kırmızı ile maçı tamamlaması, Kadıköy'deki Fenerbahçe kadrosunu da "elikolu titreyenler" haline getirdi.İlk 45'i yine boşa geçirip, orta sahada rekor top kaybı ile tamamladılar. İki 'altı' numara Josef ve Topal, stoperlerini rahatlatamadıkları gibi öne doğru, hızlı pas üretemediler. Bursaspor'un dirençten bir an bile vazgeçmeden oynaması, adam eksiltmenin önemini de ortaya çıkardı.
Aykut Kocaman'ın hemen Valbuena'yı sahaya atması, takımın da, tribünlerin de havasını değiştirdi. Ofansif olarak daha etkili ve çabuk gelmeye başladı Fenerbahçe ama Bursa da orta sahayı rahat geçip, çok oyuncu ile pozisyon üretti. Mustafa Er yaşadıkları sorunlara rağmen tüm oyuncularını maçın içinde tutup, kazanmayı isteyen akılla oynatıyordu.
Bu yüzden Valbuena opsiyonu, kayıp toplar, orta sahadaki baskının gecikmesi, gol de getirdi. Maçın artan zorluk derecesi, bu noktada seyircinin devreye girmesiyle aşılabilirdi. Rakiplerinin bu silahı Aykut Hoca da yoktu. Aksine bir hata sonrası Volkan'ın kabusu da oldular. Bir yandan rakip, bir yandan skoru tutmaya başlayan kendi tarafı.Fırat Aydınus'un Titi'ye gösterdiği kırmızı kartla birlikte Bursaspor kalecisi Harun ile olan maç başladı. Pozisyondaki kırmızı kart yorumuna katılmadığımı da belirteyim. 90'da Şampiyonlar Ligi için ilk bileti ceplerine koydular. 6'da 6 yaptılar. Son sözü kimseye bırakmadan yollarına devam ediyorlar. Maçı teknik olarak, kararlar açısında tartışacağız elbette. Ancak fırtınaların içinden geçerek geliyor Aykut Kocaman ve oyuncuları. İyidir-kötüdür fakat kazanmak dışında çareleri olmadığını bilerek sonuna kadar mücadele ediyorlar. 32. maç bittiğinde müthiş bir "tekzip" metni var ellerinde. Detayını konuşuruz.