Bir gün öncesinden gelen mesaj Fatih Terim'in Galatasaray'ına "Kazanmalısın" emrini verdi. Buna bir de Hasan Ali'nin kırmızısı eklendi. Artık tüm senaryolarda galibiyetin nasıl olacağı değil "Ne zaman" gerçekleşeceği tartışıldı. Maçın kendi hikayesinde Ersun Yanal, ikinci yarıda yapılması alışılmış ofansif hamlelerini, ilk on bire yazdı. Kadıköy kendine has "cehennemgecesini" oluşturduğunda, "Bizburadayız, kazanmak için sahadayız" iddiasında olan bir takımı vardı. Fenerbahçe'nin alt sıralarda geçen haftalarının karşısına Galatasaray'ın şampiyonluk iddiasını koyduğumuzda, dengelerin konuk takım lehine olması kaçınılmaz. Ancak 110 yıllık bu eşleşmenin genetiğinde puandan veya zirveden öte "ligin ağabeyi olmak" gibi de bir "racon" saklı. En iyi kadroyu, en zayıf anındaki rakiplerine karşı oynatıp eksik kalmalarına veya öne geçmesine rağmen, tabelada "galip" yazdıramadı Fatih Hoca. Maçın denge bölümlerinde Moses'ısağ açık, sağ bek, bitimde de solaçık oynatmak durumunda kalanErsun Yanal'ı da tebrik etmemizgerekiyor. Daha çok hücumcu ile oynamak iyi de onlara top atacak oyuncuları dışarı almak fikri, Fatih Terim'in takımını eksik oynatmasıydı aslında. Kendi ceza sahasına kalabalık yaslanan Fenerbahçeli oyuncuların arasına gönderdi oyuncularını. Ersun Hoca istese bundan fazlası da yapılmazdı. Sahanın iyileri-kötüleri elbette var. Soldado ile Dirar'ı Fenerbahçeadına taçlandırmalıyız. Maçın başındaki iki pas hatası sonrasında oyunu bırakan Tolgay'a da ciddi bir tedavi gerekecek. Skor; eksik kaldığı, kendi sahasında favori olamadığı bir maçta Fenerbahçe adına elbette başarıdır. Şampiyonluk şansını eline aldığı haftada, ezeli rakibine "Buradaolmaz" diyen de bu çocuklar. ŞimdiBeşiktaş da uzattı kafasını ikincilikiçin. Kadıköy gecesinde zirveninhikayesi değişti. SenaryoyuFenerbahçe yeniden yazdırıyor.