Galatasaray'ın saha içi lideri yok. Babel ile Belhanda'nın pas tercihi nedeniyle birbirleriyle atışması "liderbenim" tartışmasıdır. Çünkü son iki şampiyonlukta liderlik görevini Belhanda yapıyordu. Onyekuru, Rodriguesgibi oyuncu modellerindenvazgeçip hep topu ayağına bekleyenBabel tipi oyuncu modelinegeçmek Galatasaray'ın kanatlardanhızlı atak yapma düşüncesinifrenledi. Galatasaray'daki bu çok başlılık maalesef "takım oyunu" uyumunu da engelliyor. İlk 20 dakikada önde basan Beşiktaş'a karşı Galatasaray kriz yaşadı. Umut, Lens ve Diaby'nin vuruşlarını Muslera önledi. Luyindama ile Marcao'nun arkasına atılan uzun toplara koşan Umut tehlike yarattı. Lemina'nın ve özellikle Feghouli'nin oyuna ağırlığını koyması Galatasaray'ın önce dengeyi kurmasını sonra da hücuma çıkmasını sağladı. Şaşırdım; Galatasaray'danaz dinlenmesine rağmenBeşiktaş mücadele ve fizikgüç olarak çok üstündü. İkinci yarıda Galatasaray, Beşiktaş'ın fizik gücüne karşılık veremeyince çok ciddi bir baskı yedi. Maç boyu sahanın her yerine basan, golü kovalayan Umut, Caner'in ortaladığı topu mükemmel bir kafa vuruşu ile ağlara yolladı. BaştaAtiba olmak üzere tüm Beşiktaşlılaryüreğini ortaya koyarak oynadıve her futbolcu iki kişilik koştu.Galatasaray'ın bu oyuncularlatakım ruhunu yakalama şansıyok. Başta Luyindama olmak üzere her oyuncu birer yıldız gibi hareket ediyor. Oysa Galatasaray son iki şampiyonlukta takım olarak mücadele etmişti. Terim'in hâlâ başarıya aç oyuncularıtakıma monte etmeyip, kalıplaşmışkadroya mahkum olarakGalatasaray'ı oynatması rekabetimaalesef tırmandırmıyor. Galatasaray, Babel'e endeksli oynamayı bırakmalı. Oyundan herkes çıkıyor, Babel çıkartılmıyor. Beşiktaş derbiyi hak ederek kazandı. Kadro kalitesi olarak gerideolmalarına rağmen Galatasaray'amaçın ancak yürekli insanlarlakazanılacağını gösterdi.