Yüreği olan galip...
28 Ekim 2019, Pazartesi

LEVENT TÜZEMEN

Yüreği olan galip...

Galatasaray'ın saha içi lideri yok. Babel ile Belhanda'nın pas tercihi nedeniyle birbirleriyle atışması "lider benim" tartışmasıdır. Çünkü son iki şampiyonlukta liderlik görevini Belhanda yapıyordu. Onyekuru, Rodrigues gibi oyuncu modellerinden vazgeçip hep topu ayağına bekleyen Babel tipi oyuncu modeline geçmek Galatasaray'ın kanatlardan hızlı atak yapma düşüncesini frenledi. Galatasaray'daki bu çok başlılık maalesef "takım oyunu" uyumunu da engelliyor. İlk 20 dakikada önde basan Beşiktaş'a karşı Galatasaray kriz yaşadı. Umut, Lens ve Diaby'nin vuruşlarını Muslera önledi. Luyindama ile Marcao'nun arkasına atılan uzun toplara koşan Umut tehlike yarattı. Lemina'nın ve özellikle Feghouli'nin oyuna ağırlığını koyması Galatasaray'ın önce dengeyi kurmasını sonra da hücuma çıkmasını sağladı. Şaşırdım; Galatasaray'dan az dinlenmesine rağmen Beşiktaş mücadele ve fizik güç olarak çok üstündü. İkinci yarıda Galatasaray, Beşiktaş'ın fizik gücüne karşılık veremeyince çok ciddi bir baskı yedi. Maç boyu sahanın her yerine basan, golü kovalayan Umut, Caner'in ortaladığı topu mükemmel bir kafa vuruşu ile ağlara yolladı. Başta Atiba olmak üzere tüm Beşiktaşlılar yüreğini ortaya koyarak oynadı ve her futbolcu iki kişilik koştu. Galatasaray'ın bu oyuncularla takım ruhunu yakalama şansı yok. Başta Luyindama olmak üzere her oyuncu birer yıldız gibi hareket ediyor. Oysa Galatasaray son iki şampiyonlukta takım olarak mücadele etmişti. Terim'in hâlâ başarıya aç oyuncuları takıma monte etmeyip, kalıplaşmış kadroya mahkum olarak Galatasaray'ı oynatması rekabeti maalesef tırmandırmıyor. Galatasaray, Babel'e endeksli oynamayı bırakmalı. Oyundan herkes çıkıyor, Babel çıkartılmıyor. Beşiktaş derbiyi hak ederek kazandı. Kadro kalitesi olarak geride olmalarına rağmen Galatasaray'a maçın ancak yürekli insanlarla kazanılacağını gösterdi.
BİZE ULAŞIN