Galatasaray’ın farkı bu!
16 Ekim 2016, Pazar

RIDVAN DİLMEN

Galatasaray’ın farkı bu!

Antrenörler maçların analizini yaparlar, Riekerink de eleştirilerini yapacaktır takımına. 30 dakikalık iyi oyun sonunda Galatasaray golü de buldu ama kalan bölüm çok farklıydı. İlk devre bitimine dek Gençlerbirliği toparlandı ama pozisyon bulamadı. İkinci yarıda ise en az 4-5 tane pozisyonu var. Muslera deplasmanda 1-0 yeniyor ve dönüyor diye düşünelim bu maçı, yalnızca Bruma'dan destek aldı. Ligin en çok gol kurtaran kalecisi konumundaymış. Bu oyunla normalde şampiyonluk yarışında olmak zor ama Galatasaray'ın kültüründe, havasında bir şey var. Hiçbir şey anlamazsın ama bir bakarsın, 25-26. haftada zirvede olurlar. Kötü oynarken de kazanabilen yegane takımdır Galatasaray. Hatta bu açıdan tek takımdır. Beşiktaş kötü oynarsa kaybedebilir mesela ama bu Galatasaray'ın kültüründe var.
Galatasaray ikinci yarıda hiç top oynamadı, hatta ligdeki en kötü futbolunu oynadı diyebilirim. Bruma'nın zaman zaman etkili oyunu dışında herkes tel tel döküldü. Muslera'ya değmeden kaçırılan pozisyonları da var Gençlerbirliği'nin... Antrenörler şöyle bakar, koydu cebine 3 puanı. Galatasaray'ın en kıymetli 3 puanlarından birisi olacaktır bu 34 maçlık maratonda. Yalnız böyle birkaç kez kazanabilirsiniz, sadece atan ve tutanla şampiyonluğu kazanamazsınız. Bu tip galibiyetler her zaman gelmez.

ÖMER, JARDEL'İ HATIRLATTI

Mario Jardel niye önemli oyuncuydu? Pozisyon ihtimallerini hep düşünürdü. Fatih Akyel, Monaco'da Süper Kupa finalinde şut attı. Belki pas olur diye koşu yaptı ve gol oldu. Andreas Beck de bugün şut attı aslında. Ömer'i dikkatli izlediğiniz zaman ofsayttan çıktı, kendini kurtardı ve koştu. Aboubakar-Ömer ya da CenkÖmer olsa çift forvet Ömer gol kralı olur. Ömer'i tutarak önemli bir iş yaptı Şenol hoca.
Şehir deplasmanları kolay maçlar değildir. Kayserispor takımı 4 tane forvet oyuncusuyla oynadı, pozisyon da verir, pozisyona da girer. Beşiktaş'ın stoperleri Tosic ve Marcelo iyi maç çıkardı ve Kayseri'yi 2 pozisyonda bıraktılar. Fabri açıyı kapatabilen bir kaleci ve pozisyonlarda başarılı oldu.
Olcay gibi, Oğuzhan gibi, Gökhan İnler gibi oyuncuları İstanbul'da bırakmasına rağmen hoca taktiksel olarak oyun içinde çok sayıda değişiklik yapabiliyor.
Çok klasik bir kural vardır. Antrenmanda yorulmayan maçta iş yapamaz. Beşiktaş'ın idmanını canlı izledim televizyondan. Oyuncu gözüyle baktığım zaman idare etme, kaytarma falan hiç görmedim, çataçat... İyi antrenman yapıyorlar, disiplinliler ve oyun içinde antrenör kendi içinde adaletli bir takım çıkarıyor. Baklavalı Milan dizilişine benzer 4-3-1-2'yle başladı hoca. İkinci yarıda ise Ömer'i sokup dizilişi de değiştirerek hamleler yaptı.
Çevirmek için çalıştı ve çevirdi de.
Beşiktaş bu ligin net favorisi... Galatasaray kötü mü, kesinlikle hayır. Başakşehir muazzam, Fenerbahçe de toparlayabilir ama ben uzun yıllardır Beşiktaş kadar favori başlayan takım görmemiştim. Geniş kadro ve bunu doğru kullanan bir teknik adam var. 1-0'a bakmamak lazım. Rize deplasmanıyla birlikte 6 puanı cebine koyup rakiplerini izliyor Beşiktaş. Geçen seneden farklı olarak da Napoli maçını düşünmek zorunda hoca. O yüzden 1-0'a takılmamak gerekiyor.

BİZE ULAŞIN