Büyük takım böyle oynar
Öncelikle maçın kahramanından başlayalım.Quaresma'nın golde attığı çalıma krampon çalımı derler, çevirirsin topu...
Üstüne omzu yedi ama devrilmedi. İlk bakışta uzak köşeye direkt gitti sandık ama alışı, çalım atışı, iki kişi arasından dalışıyla birlikte muazzam. Quaresma oyundan çıkarken, mutlu görmek zordur. Golünü attı, çok da iyi top oynadı. Herhangi bir Beşiktaşlı'ya desen ki, "Quaresma müthiş oynuyor, harika." Sorsa "Kaç gol attı?" diye, "1" diyeceksin.
Quaresma'nın 1 golde kalmasını dahi kimse önemsemiyor. Gol adedinin daha fazla olması lazım. Beşiktaş'a avantaj sağlayan çok önemli bir özelliği var. Doğru bir takımda oynamanın avantajını kullanarak bunu değerlendiriyor.
40-50 metre menzille top atabiliyor.
Beşiktaş'ın şut silahı var, duran top silahı var, iyi orta yapan çok sayıda oyuncusu var.
Opsiyonu çok... Quaresma az atıyor ama opsiyonları artırıyor. İlk golde yerleşik takıma attılar, ikinci golde ise hızlı çıktılar.
Atiker Konyaspor geliyor ceza sahası önüne, attığı birkaç tane cılız şut... Beşiktaş çok iyi oynadı der misin, eh ama 7 tane gol pozisyonu var. Perşembe gecesi Porto'da 2-1 galipken getiren de Caner'di, bugün 95'te top getiren adam da o...
Negredo bakınca, "Nereye geldim" demiştir. Burada Cenk diye bir adam olduğuna şaşırmıştır. Üzerine her gün koyarak devam ediyor, fiziksel olarak da mental olarak da kendini iyi tutuyor Cenk.
Quaresma'ya istersen mermi at, ayağının her yeriyle indiriyor topu. Müthiş bir özellik... Lens'le de en büyük farkı bu. Arkasını dönür alır topu Lens, Quaresma ise demarke vaziyette alıyor ama bu iyi stop etmesinden kaynaklı. Beşiktaş'ta tesadüf değil Demba Ba, Aboubakar, Mario Gomez ve Cenk'in bu kadar gol atması... Biraz iyi olsam ben bile atarım gibi geliyor!
Beşiktaş'ın farkı şu: Kırmızı-lacivert Karabük'e de, yeşil-beyaz Konya'ya da, mavi-beyaz Porto'ya da aynı oynayabiliyor şu takım. Şenol hoca, "Ben hücum oyuncusuyla defans yapacağım" dedi.
Şampiyonlar Ligi seviyesindeki maçlarda bunu yapmak zordur. Evinde son bölüme mağlup girmiş bir Porto baskılı oynar dersin ama Beşiktaş topla oynayan taraftı. Yaslanır oyuncu.
Şenol hoca ise, "Yok kardeşim" diyor.
Beşiktaş takımı kendi özelliğini kabul ettirmeye çalışıyor. Orta saha bütünlüğü diye edebiyat yapabilirdik orada puan kaybı gelseydi ama bir takımın her maçı aynı coşkuyla oynayabilmesi güzel bir olay.
Galatasaray'ın devreye girmesi de ligde Beşiktaş'ı motive ediyor. Derbi çok sert geçecek.
Duş al, otele git, yola çık, kolay bir hadise değil... Yine de Beşiktaş 6 gün dinlenmiş olacak.
Güneş'in Trabzon'la başarılı olduğu döneme bakalım; Selçuk İnan'ın yanında Gustavo Colman vardı. Bursaspor'da Belluschi ile Ozan Tufan vardı. Atiba- Oğuzhan, Atiba-Tolgay yapıyor. Hep ofansif oynama isteği var. Haklı olarak tribünler de Güneş'e destek oluyor. Taraftarın sevdiği şu Beşiktaş'ta: Büyük takım taraftarı hep takımın tek kale oynamasını ister. Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih... Ablukaya alır bu takımlar. Beşiktaş da bu takımlar gibi.
"Negredo, Cenk'e bakınca, "Nereye geldim?" demiştir. Burada böyle bir golcü olduğuna şaşırmıştır..."