Öncelikle Yıldırım Demirören'in de aynı Fatih Terim gibi hayali düşmanlar yaratarak savunmasını onlar üzerinden yapmaya çalıştığını ve hedef şaşırttığını söylemeliyim. "Birileriharekete geçti" diyerek sanki kendilerine veya Milli Takım'a karşı bir komplo olduğunu ima etmeye çalıştı. Çıkan haberleri de buna örnek gösterdi. Oysa yapması gerekenbu haberlerin neden yazıldığınıdeğil, doğruluğunu-yanlışlığını tartışmaktı.İkincisi; hiç sokağa çıkmadığıbelli. Milli Takım'dan memnunolan bir kişi bulsun da yapılan eleştirileriçin "Komplo" desin. Üç yıldır görevde… Verdiği tek iyi örnek FIFA-UEFA sıralamasında yukarı çıkmamız. Bu arada kulüpler batmış, Milli Takım'ın yarısından fazlası yurt dışında yetişen çocuklardan oluşmuş, Türkiye'nin en önemli değeri Arda Turan,Milli Takım dışında kalmış, hiçbir açıklama yok.Doğrudur; teknik adamın işine karışılmaz… Amaişler iyi gitmiyorsa bunun nedeni sorulur. EğerYıldırım Demirören; bugün tartıştığımız oyuncuseçimlerinde hala net bir görüş belirtmiyorsademek ki; bu kararların da arkasındaduruyor. Üç yıl içinde ürettikleri projeler arasında sonuca ulaşmış bir tanesini bile söylemedi. Masrafları azalttıklarınıbelirtiyor ama bu arada kulüplerede federasyon kasasından bol bolyardım yapılmış, belki de sus paylarıverilmiş. Bunu öğrendik. İki saat boyunca Serkan Korkmaz, net bilgiler almaya çalıştı ama bütün cümleler sonuç taşımayan genellemelerdi. Bu bakış açısıyla Türk futbolunun en büyük iki problemi; aşırı borçlanma ve oyuncu üretimi konusunda hiçbir şey yapılmadığını da anladık. Yıldırım Başkan birde yapılamayanları, kendine has samimi üslubuylaifade etti. Biz de üç yıllık görev süresinin ilerlemeolmadan geçtiğini öğrenmiş olduk.