Tansiyonu çok yüksek bir maçtı... "Bir puan alalım, Avrupa Şampiyonası'na gidelim" formülü Ay-Yıldızlı oyuncularda büyük stres yaratmıştı. Buna rağmen uzunca bir süre dengeli bir futbol oynadık. Sabırlıdavranıp oyun disiplinindenhiç kopmadık. Ben üretkenlik beklemiyordum öyle de oldu. Burak'ın birkaç pozisyonu dışında fırsat yakalayamadık. Ne olursa olsun önemli olan bir puandı. Şartlara göre oynamayıöğrenen birtakım vardı sahada. 1 puan lazımdı ve o da alındı. Yani görev tamamlandı. Uzun zamandır bu kadar güzel bir defansımız yoktu. Defansımızmuhteşem bir gece yaşattıbize. Gecenin bir numaralı kahramanı oldular. Bunun özellikle altını çizelim. Artılar ve eksiler olacaktır. Bunları önümüzdeki zamanda uzun uzun tartışırız. Şimdi biraz da Şenol Güneş'i yazalım. Bu maçı günler önce oynamaya başlamıştı, son görüşmemizde. Andorra maçı kafasında hiç yoktu. Takımımızaunuttuğumuz çok şeyi tekrarkazandırdı. Takım olduk, birlik olduk. Milli Takım'dan soğuyan insanlara bu heyecanı tekrar yaşattı. Büyük bir cesaret ve kumarla tekrar İstanbul'da maçlarımızı oynatmaya başladı. Anadolu görevini yaptı. İstanbulda yaptı. Yani A'dan Z'ye milli takım sevgisini her bölgeye, şehre kazandırdı. 39 yaşındaki Emre de oynadı gencecik çocuklar da... Çok şey elde ettik. Bu nedenle de özelbir teşekkür Şenol Güneş'e... Bir de onu göreve getirenlere. Sevinelim, eğlenelim ama Avrupa Şampiyonası'na kadar dersimize de çalışalım. Yol uzun, eksikleri tamamlayalım...